Lise sona yeni geçmiştim,
Fatih’te dedemden kalma ahşap evin üst katında oturuyorduk. Babam
memurdu, annem evkadını. Ablam iktisat fakültesine o yıl
girmişti. Annemin teyzekızı Sacide abla sık sık
Adapazarı’ndan İstanbul’a gelir, bizde kalırdı. Senelerdir
Sacide abla gelince benim odamda yatardı, ben de salondaki kanepede.
Şikayetçi olmazdım hiç bu durumdan; odamdan almam gereken bir
şey olduğunda serbestçe girebiliyordum nasıl olsa. Hele Sacide
Abla uyuyorsa… Gecelik giymezdi hiç; uyurken sütyen de takmazdı.
Açık kumral saçları, bembeyaz teni, dolgun göğüsleriyle güzel
sayılabilecek bir fiziği vardı. Uzun uzun seyrederdim onu
uyurken, sonra da onu siktiğimi hayal ederek 31 çeker
boşalırdım tabii.
Okula devam ederken aynı zamanda büyük kulüplerimizin birinde basketbol
yıldız takım oyuncusuydum; babam okulu aksatmamam
şartıyla razı olmuştu spor yapmama. Bir maç
sırasında ciddi bir sakatlanma yaşadım; sol bacağımda
lif kopmuştu. Babam çok bozulmuştu bu sakatlığa, tam da
Mayıs ayında imtihan döneminde oluşumuz sinirlendirmişti
onu. Çalan kapı ziliyle Hızır gibi yetişmişti Sacide
Abla! Ama sakatlığım, ciddi bir yatak istirahati
gerektirdiği için, odamı verememiştim
sevgili Sacide ablaya, bu kez salonda yatan o olacaktı mecburen..
Ertesi sabah uyandığımda, Sacide abla
bornozla benim odamdaydı, herkes salonda kahvaltı masasında
olduğundan mecburen benim odamda giyinecekti! Önce benim uykuda
olduğumdan emin olmak için üzerime doğru
eğilip baktı; nemli sabun kokusu beni çıldırtmaya
yetmişti, taş gibi olan sikimde nabız
atışlarımı hissediyordum. Bana arkası dönük bornozu
çıkarttı, apışarasını iyice kurulayıp,
külodunu giymek için domaldı. Açık kaherengi göt deliğinin
altında kılsız amcığının etli
dudaklarını görünce sikim külodumu
yırtacak hale gelmişti. Sacide Abla giyinip
odamdan çıkınca, ufak bir elyardımıyla inanılmaz bir
patlama ile boşalıp tekrar yatıp uyudum.
Akşam saatlerinde
gelen bir telefonla anneannemin rahatsızlanıp hastaneye
yatırıldığı haberiyle, annem ve babam ani bir kararla
Adapazarı’na gitmek zorunda kalmışlar. Sabah
uyandığımda, ablam da çoktan okula gitmişti. Elimi yüzümü
yıkayıp topallayarak salona doğru
yürürken, fısıltı halinde konuşmalar duydum. Sessizce
salona yaklaştığımda, Sacide ablanın telefonla
konuştuğunu duydum, “Evett! evettt! Sok
artık yarrağını içime! Geçirrrr! Amımı götümü
doldur o koca sikinle!” diye konuşuyordu. Salonun
kapısını hafif araladığımda, elindeki
hıyarı götüne sokup çıkarmaktaydı…
Şaşkınlıkla
kapıyı kapamamla çıkan gürültü Sacide ablanın paniklemesine
yetmişti. Odama dönüp yatağa uzandıktan sonra uzun bir sessizlik
oldu. Yarım saat kadar sonra odamın kapısı yavaşca
açıldı. Az önce gördüğümde çırılçıplak olan
Sacide ablam giyinik olarak
karşımdaydı. Bana, “Ne diyeceğimi bilemiyorum…”
derken sesi titriyordu, “Kimseye birşey
söyleme n’oolur Yılmaz!” dedi. Hiç konuşmadan elimi
uzattım. Yanıma geldi, yatağımın kenarına oturup
elimi tuttu. Ben de yan dönüp diğer elimi apışarasına
koydum, titrediğini hissettim. Yüzüme eğilip dudaklarımdan
öpmesiyle ok yaydan çıkmıştı artık,
bacağımdaki sakatlığı bile hissetmez olmuştum.
İkimiz de süratli bir şekilde
çırılçıplak soyunduk. Sacide ablam deneyimlerini kullanıp
idareyi ele almıştı; önce üzerime ters uzanıp 69 oldu,
yarağımı yalamaya başladı. Ben de onun amını çılgın gibi yalıyordum.
Amının dolgun dudaklarını
ağzıma doldurup emdikçe, Sacide abla üzerimde inleyerek kıvrana
kıvrana boşaldı, çığlıklar atarak… Ablamın
okuldan gelmesi yaklaşınca kalktı yatağımdan,
heryanı titriyordu.
Annemlerin dönüşüne kadar, her sabah Sacide
ablayla, ablamın okula gidişiyle sevişmeye
başlıyorduk. Sacide abla ikinci günden itibaren kremlediği
götünü de siktirdi bana, ama bakireliğini korudu kararlılıkla!
Telefonda seks yaptığı sevgilisi hakkında sorduğum
soruları yanıtlamamıştı, ama dört gün boyunca götünden
çılgınca sikişmişti benimle…
Gidişine
alışamamıştım, rüyamda sikişiyordum Sacide
ablamla sürekli. Yıllar sürecek bir ilişkinin
başladığını bilemezdim. Sacide ablayla
yaşadıklarımızın üzerinden iki ay kadar geçmiş,
yaz tatili başlamış, sakatlığım epey
düzelmişti. Son rahatsızlığından sonra anneannem
maalesef yatalak durumdaydı, Adapazarı’nda oturan Hacer Teyzem,
annemin teyze kızları Macide ve Sacide ablamlar dönüşümlü olarak
ilgileniyorlardı anneannemle.
Temmmuz başlarında anneannemi ziyaret
bahanesiyle Adapazarı’na gittim, esas amacım Sacide abla’mı
sikmekti tabii ki! Anneannem felç nedeniyle tam
konuşamıyordu, ama beni görünce ne kadar sevindiği
gözlerinden okunuyordu. Anneanemin evi tek katlıydı; bir oda, bir
banyo da çatı katında vardı. Ben orada kalmayı istedim,
teyzemin ısrarlarına direnip kaldım da…
İkinci gecenin sabahında sikimde serin bir
ıslaklıkla uyandım; Sacide abla yanıma dizçökmüş,
boxerimden çıkardığı sikimi yalamaktaydı! Uyanıp
irkilmemle gülerek, “Korkma kimse yok evde! Teyzem zaten kalkamaz!”
dedi. Doğrulup dudaklarına yumuldum, aceleyle soyunduk. Biribirimizi
açlıkla yalarken inliyorduk. Sacide abla, “Yılmaz’ım, hep seni
düşledim! Beni bağırta
bağırta sikkk!” diyordu. Sacide abla sikimi ve götünü iyice
kremleyip beni yatırdı, üzerime
çıkıp yarağımın üzerine aniden çökmesiyle inledik
beraberce. Hızlı bir tempoyla adeta o beni
sikti! Sonunda ikimiz de boşaldığımızda üzerime
abandı kaldı nefes nefese…
Sikiş arası sohbetlerde bu kez
açıldı bana, sevgilisi İstanbul’da üniversitede okuyan
İran’lı zengin bir ailenin oğluymuş! Bir sene sonra mezun
olacakmış, evlenip Tahran’a yerleşeceklermiş! Şok olmuştum; Sacide ablamı artık karım
gibi görüyorken, başka bir ülkeye gelin gitmesi bir balyoz gibi
inivermişti başıma! Sinir basmıştı birden;
giyinip sokağa attım kendimi, hızlı adımlarla nereye
gittiğimi bilmeden amaçsızca yürüyordum…
“Yılmaaazz! Yılmaazz!” diye
seslenen kadın sesini farkedince durup döndüm. Gelen Macide ablanın
büyük kızı Nurdan’dı, “Deminden beri
bağırıyorum! Sağır mısın!” diye
azarladı beni. Arkamdan koşmaktan
nefes nefese kalmıştı, “Ne bu halin? Karadeniz’de gemilerin
mi battı?” dedi gülerek. “Yoo, nereden çıkardın
bunu?” dememle sarıldı sımsıkı,
“Ulan buraya geldin, beni görmeden mi gideceksin!” deyip, bir daha
sarıldı. Sütyensiz memelerinin sertleşmiş
uçlarını göğsümde hissetmemle sikim
esas duruşa geçmişti bile…
Macide abla annemin teyzesinin ilk çocuğuydu,
arada iki erkek, üç düşük derken, en son olarak Sacide ablayı
doğurmuştu, tekne kazıntısı olarak. Macide Abla 42
yaşındaydı, 20 yaşındayken, baba tarafından
akraba Ali abiyle evlendirilmişti, iki kız doğurmuştu.
Nurdan 20, Nurcan 18 yaşındaydı. Kızlarının ikisi
de okumamış, koca bekliyordu.
Nurdan’ın dişiliğini hissedince
rahatlamıştım. Halen Sacide ablaya
kızgındım, içimden, (Ulan Sacide abla, ben de senin yeğenin
Nurdan’ı sikmezmiyim!) diyerek, bir elimi arkadan Nurdan’ın
başına atıp saçlarını okşadım.
Saçlarının kokusunu içime çekip, “Seni görmeye geldim ben,
görmeden gidermiyim?” diye gülerken, belinden vücudunu sikime doğru yasladım. Benden yaşca büyüktü ama, spor
yaptığım için gelişmiş olan vücudum bu farkı
kapatıyordu. Nurdan koluma girdi, sohbet ederek epeyi yürüdük.
Nurdan geçen yıl kazanamayınca tekrar üniversite
sınavına girmiş, falan filan…
Akşam anneannemin
evine girer girmez, Sacide abla üzerime öfkeyle atıldı;
“Nurdan’la sürtmeye mi geldin buraya!” diye
bağırdı. Şaşkınlıkla
karışık bir öfkeyle bir tokat attım, sustu. Ama hemen
pişman olmuştum, ne diyeceğimi bilemiyordum. Birden
boynuna atılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya
başladım, “Affet beni lütfen, birden kendimi kaybettim!” dedim. O gece birbirimize
sarılıp yattık, sevişmedik. Sabah
uyandığmızda susuzluğumuzu doyasıya giderdik,
dillerimiz, ellerimiz dumaksızın çalıştı,
bağırta bağırta siktim Sacide ablanın götünü defalarca.
Sonunda dönüş günü geldi çattı tabii,
döndüm İstanbul’a. Yaz bitti, okul antrenmanlar derken günler geçiyordu.
Bir akşam eve gittiğimde bizimkiler
yemeğe oturmuştu. Onlara katılmak için içeri girince donup
kaldım, benim sofradaki yerimde Nurdan oturuyordu! Bana, “Selam!” diyerek
gülümsedi, “İstanbul Üniversitesi’ni
kazandım, kutlamayacakmısın beni?” dedi.
Eczacılık okuyacakmış haspa, yurt falan ayarlayıncaya
kadar da bizdeymiş! İçimden, (Hoşgeldin teyzesini siktiğim!) dedim, sevinmiştim gerçekten.