Merhaba arkadaşlar, 31Seks Hikayeleri sitesini uzun zamandır beğenerek okuyorum. Adım Nurhayat, 38 yaşındayım. Düsseldorf’ta yaşıyorum. Görücü usulü evlendim. Ben Karadeniz bölgesinde yaşayan, fakir bir ailenin en küçük kızı idim. Hali vakti yerinde diye beni şuanki kocama verdiler. Kocam kısa boylu, göbekli, saçı baya dökülmüş biri. Ben ise nerdeyse ondan uzun boylu, güzel bir vücut sahibi bir bayanım. Evlenene kadar hiç kimse ile ilişkiye girmedim. Uzaktan beğendiğim erkekler olmuştur ama, öyle konuşmadan fazla hiç asla ileri gitmedi. Elimden bile tutturmadım. Sex konusunda hiç tecrübem yoktu yani.
Almanya’da düğün yaptık ve gerdek gecesi kocamla ilk yatmamız çok kötü geçti. Kocam, şimdi anladım ki, hem Penisi küçük, hem de kadının zevkini hiç düşünmez bir insanmış. Doğru dürüst sarılıp öpmeden direk içime girdi ve kızlığımı bozup, 3 dakika sürmeden içime boşaldı. İnanın ne olduğunu bittiğini anlamadım bile. Sadece kendi kendime, (Hepsi bu mu? Yani kız arkadaşlarımın ballandıra ballandıra anlattıkları bu mu?) diye düşündüm. Günlerim ve gecelerim iyice ızdırap olmuştu. Sonra ilk çocuğumu dünyaya getirdim ve aradan pek fazla geçmeden ikinci çocuğumu. Çocuklar büyüdü, ama ben halen ne kocamdan nede hayatımdan hiç zevk almadım.
Kocamın kendine ait işyeri açması onu çok değiştirdi. Bencilliği yetmezmiş gibi, birde kendini çok yükseklerde görmeye başladı ve bu hali dahada çekilmez etti onu. Sex hayatımız 2 haftada nerdeyse 1′ e düştü. Kocamın dışarılara gittiğini biliyordum, ama inanın tek benden uzak dursun da, ne yaparsa yapsın diyordum.
Bir ara kadın arkadaşlarla gün yapmaya başladık. Benim için bir değişiklik oluyordu. Kadınlar bana hep imrenirdi. Arabam vardı, param vardı, ama mutlu olmadığımı kimse bilmiyordu. Konu bazen Sex’ten açılınca, kadınlar öyle şeyler anlatırdı ki, inanın tabiri caizse öküzün trene baktığı gibi bakardım. Günlerimizi, gece Türk restoranlarında yaptığımızdan arabayla gidiyordum. Bir gün gece eve dönerken arabamın tekeri patladı. Kocamı aradım, ama maalesef telefonu kapalıydı. Şaştım kaldım. Gece yarısı yol ortasında kaldım. Derken yanıma bir araba durdu. İçerisindeki adama bakınca öyle sevindim ki anlatamam. Kocamın arkadaşı, Hakan.
“Hayırdır yenge hanım, bir sorun mu var?” dedi. Ben de, “Tekerim patladı, kocama ulaşamıyorum, şaşırdım kaldım!” dedim. Hakan kahkaha atarak güldü, “İlahi yenge, bu mu sorunun?” dedi. Hemen indi arabadan, bagajdan yedek tekeri çıkardı ve 10 dakika sürmeden tekeri değiştirdi. Ona, “Hakan bey çok zahmet oldu, eliniz çok kirlendi, ilerde bir Cafe var, orada elinizi yıkayın, bir de soğuk bir şey ısmarlayım!” dedim, ama zor kabul ettirdim. O önden, ben arkadan Cafeye vardık. Elini yıkadı, masaya geldi. Soğuk birşeyler sipariş verdik. Öyle karizmatik, öyle yakışıklı bir insandı ki, bir de Türk erkeklerinde, kusura bakmayın ama pek bulunmayan efendi ve naziklik vardı ki, resmen mest olmuştum. Cafede çalışan garson kız bile resmen yanımda Hakana asıldı. 10-15 dakika oturup sohbet ettikten sonra müsade istedi ve kalktık. Giderken bana kartını bıraktı, “Olur da kocana ulaşamaz, bir derdin olursa ara, elimden geldiği kadar yardım ederim!” dedi. O gece elimde olmadan onu hayal ederek uyudum. Kocam denen insan müsvettesi ise sabah sormadı bile, gece neden aradın diye.
Aradan iki gün geçmeden, kocam bir gece beni aradı ve “Ben şu an Türkiye’deyim, haberin olsun! dedi. Son zamanlarda sürekli birşeyler bahane eder ve Türkiye’ye uçardı. Çocuklarım da 3 günlüğüne gitmişlerdi. Kaldım yine yalnız. Çantamı karıştırırken Hakanın kartı elime geçti. Çok düşündüm ve en sonunda, “Selam!” diye mesaj attım. 5 Dakika sonra, Hakan da, “İyi akşamlar, kimsiniz?” diye cevap yazdı. “Nurhayat ben, umarım rahatsız etmedim?” dedim. İnanın heycandan tir tir titriyordum. Ne yaptığımın bile farkında değildim. “Hayırdır, yolda mı kaldınız yine?” diye geri yazdı ve arkasından beni aradı. Laf lafıı açtı, nerdeyse 1 saat sohbet ettik telefonda. Kendimi çok kötü ve yalnız hissettiğimi söyleyince, “İsterseniz birazdan uğrayayım size?” dedi. Ben de biraz çekinmeme rağmen kabul ettim.
Aradan 20 dakika geçmedi, kapımın zili çaldı. Hakan gelmişti. Kapıyı açtığımda ayaklarım titredi. İçeri buyur edip, çay demledim. Oturduk sohbet etmeye başladık. Nerdeyse tüm hayat hikayemi anlattım. Hakan 1.80 boyunda, çok sportif bir vücuda sahip ve mükemmel konuşmasını bilen bir insan. O konuştukça ben kendimden geçiyordum. Bir ara Lavobaya kalktı ve dönünce direkt yanıma oturdu. Sohbete devam ederken, bir ara elini dizime dokundurdu. Ben tepki vermeyince saçlarımı okşamaya başladı. Ben genç kız gibi utanıp kızarırken, Hakan beni kendisine çekip, önce yanaklarımdan, sonra boynumdan öperken, ürkek kedi gibi titremeye başladım. Vücudum resmen yanıyordu. Hakan sağ eli ile eteğimin altına girdi ve bacak aramı okşamaya başladı. Sonra birden dudaklarımı öpmeye başladı. Ne yapacağımı bilmiyordum, dilini ağzımın içine sokup öpüyordu beni. Alt dudağımı emip, elini külotumun içine sokunca, titreyerek amımdan sular aktı. Utancımdan yerin dibine geçecektim, ama Hakan normalmiş gibi devam etti amımı ellemeye.
15-20 dakikaya yakın öpüştükten sonra beni kucaklayıp bir kat yukarı, yatak odama götürdü. Beni biryandan öperek, bir yandan da çırılçıplak soydu. Göğüslerimin arasına kafasını sokup, göğüslerimi ve uçlarını öyle ustaca öpüp emiyordu ki, bir kez daha titreyerek amımdan sular aktı. Bu yaşımda ilk bu gece ve şu an ikinci kez boşalmış ve Orgazm dedikleri şeyi tatmıştım. Göğsümden yalayarak göbeğime, ordan da bacak arama indi. Aman Tanrım, ne yapıyor bu demeye kalmadan, kafasını bacak arama sokup, amımı yalamaya başladı. Amımın ıslak olması umrunda değildi. Öyle yalıyordu ki, resmen uçuyorum sandım. Bir yandan yalıyor, bir yandan da parmaklarını amıma öyle ustaca sokup çıkarıyordu ki, inanın hatırlamıyorum kaç kez boşaldım.
Bir saat am yalanır m? İnanın yaladı! Perişan oldum iyice. Sonra birden sırtüstü yattı, geriye doğru çekilip sırtını karyolanın baş kısmına yaslayıp, “Sıra sende birtanem!” dedi. Gözüne aval aval bakakaldım. Gülmeye başladı, “Ne o? Hiç yalamadın mı sen?” diye sordu. Kafamı yere eğip, “Hayır, ne yaladım, ne de bu yaşıma kadar amım yalandı!” dedim. Hakan birden, “O kocayın aklını sikeyim, seni hiç sikmemiş desene!” diye argo konuşunca, daha da bir etkilendim. Bu sefer ben onu soymaya başladım. Pantolon, gömlek, atlet derken külotunu bir indirdim… Öyle bir kocaman yarağı vardı ki, kocamınkinin en az 2, bilemediniz 3 katı uzun ve bileğim kadar kalın! Gözüm fal taşı gibi açıldı. Sikinin başını öpüp kenarlarını yalamaya başladım. Öyle tatlı bir tadı ve öyle temiz bir siki vardı ki, bir tane kıl yoktu. “Bebeğim başını ağzına al, dondurma yalarmış gibi!” dese de, başı ağzıma zor giriyordu.
10 dakika kadar yaladım ve beni yukarı çekti, “Gel sana ata binmeyi öğreteyim!” diye gülerek üzerine aldı ve, “Aşkım ağzına almada zorlandığına göre, amına da zorlanırsın. Sana bırakıyorum, alışa alışa al!” dedi. Amım zaten seller sular gibi akmış, yarağını amıma denkleyip üzerine oturayım dedim, ama nerde. Başı bile girmiyor. Ama Hakan öyle sabırlı, öyle tatlıydı ki, mecburdum onu almaya. Kendimi rahat bırakıp sürekli denedim. En sonunda kafası biraz girdi, ama gözümden de yaş aktı. Ben zorlayıp almaya uğraşırken, Hakan, “Aşkım zorla deneme, bırak o kendiliğinden girer!” dedi ve beni öpmeye başladı. Boynumu, göğüslerimi ve dudaklarımı öpüyordu. Yarağının kafasına resmen akıyordum. Dediği gibi, kendiliğinden yavaş yavaş girmeye başladı. Sanki kızlığımı bozuyordu, resmen içim yırtılıyor sandım. İnanın, baya sürdü, ama en sonunda içime alınca, kocaman bir ‘Ohhh!’ çekip boynuna sarıldım. Hakan ise, “Bak aşkım, aldın sonunda! Şimdi işi akışına bırak, kendin in kalk!” dedi. O koca yarak içimi doldurmuş, ben ardı ardına Orgazm olurken, dayanamadım başladım inip kalkmaya…
Ya bir erkek bu kadar kendine sahip olabilir mi? Kocam 3 dakikada biterdi. Hakan beni 1 saate yakın, her pozisyonda, kanırta kanırta sikti, perişan etti. Son sözü, “Korunuyor musun aşkım?” idi. Ben de, “Korunuyorum canım, korunmasam bile doldur içimi döllerinle, kurban olsun Nurhayat bu yarağa!” dememle, sanki hortumdan su akar gibi içime sıcak sıcak döllerini fışkırttı. O boşalırken, ben de son kez gelip dudaklarına yapıştım. Sonra o koca yarağından inip göğsüne yattım. Dünyalar benim olmuştu. “Hakan, yalvarırım, beni kötü bir kadın sanma, kocamdan sonra ilk defa seninle böyle birşey yaşadım, ama inan ki pişman da değilim!” dedim ve sikini bir daha ağzıma alıp, o kol gibi yarağın içinde bir damla döl bırakmadım…
Sonra beraber kalkıp duşa girdik. Ama inanın yürüyüşüm değişmiş, bacaklarım birbirinden ayrık yürüyordum. Hakan ise gülerek, “Merak etme aşkım, sabaha bir şeyin kalmaz!” dedi ve götümü okşayarak, “Sen daha benim bu yarağı arkana bile alacaksın zamanı gelince!” diyerek gülüyordu. Sabaha kadar Hakan amımı 2 kez daha o koca yarağına doyurdu. Sabah beraber kahvaltı yaptık ve Hakan da evine döndü. O da evli ve çok şanslı bir karısı var. Ben onun evliliğine göz dikmiş bir bayan değilim. Tanrı yuvasını bozmasın, ama beni de yaraksız bırakmasın. O günden beri Hakan’la sürekli buluşup sevişiyor ve sikişiyoruz, ilerde onun o koca yarağını arkamdan da alacağım. Bu yaptığımdan pişman değilim, kocam bunu hak etti…
Kendinize iyi bakın! (Beyler hanımlarınızı ihmal etmeyin!)